31 Ocak 2025

demirkoyHaber – Güncel ve Tarafsız Haberler

Ekonomiden teknolojiye, spordan magazine; demirkoyHaber’de objektif ve güncel haberlerle aydınlanın!

Bebekler için mini dil deneyi: Sandığımızdan erken öğreniyorlar

Bebeklerin dünyayı keşfetme süreci, bir dedektif gibi sürekli ipuçlarını bir araya getirmeleriyle başlar. Yeni bir araştırma, dil öğrenme sürecinin tahmin edilenden çok daha erken, dört aylıkken başladığını ortaya koyuyor.

Bebekler Dil Seslerini Daha Erken Öğreniyor

Uzun zamandır bebeklerin altı ila on iki ay arasında ana dillerinin seslerine uyum sağlamaya başladığı düşünülüyordu. Ancak yapılan son araştırmalar, bebeklerin dil seslerinin nasıl üretildiğini çok daha erken kavrayabildiğini gösteriyor.

Bebekler doğduklarında, farklı dillerin seslerini birbirinden ayırt edebilme becerisine sahiptir. Örneğin, İngilizce konuşulan bir evde büyüyen bebek, Hintçe veya Mandarin gibi farklı ses farklarını tanıyabilir. Ancak bu yetenek, altıncı aydan itibaren yavaş yavaş azalmaya başlar ve bebekler kendi ana dillerinde sıkça duydukları seslere odaklanır.

Örneğin, İngilizce konuşan yetişkinlerin zorlandığı “r” ve “l” seslerini, bebekler kolayca ayırt edebilir. Ancak, altıncı aydan itibaren duymadıkları sesleri ayırt etme yeteneklerini kaybetmeye başlarlar. Buna “algısal uyum” adı verilir.

Şimdiye kadar, araştırmacılar bu uyum sürecinin dil öğrenmek için bir ön koşul olduğunu düşünüyordu. Ancak yeni bulgular, bebeklerin dört aylıkken bile seslerin nasıl üretildiğini anlamaya başladığını gösteriyor.

Araştırmacılar, dört ila altı aylık 34 bebeğin katıldığı bir deney gerçekleştirdi. Bebekler için özel olarak tasarlanan iki yapay mini-dil oluşturuldu.

  • Bir dilde dudakla üretilen sesler (“b” ve “v”) kullanıldı.
  • Diğer dilde ise dil ucuyla üretilen sesler (“d” ve “z”) yer aldı.

Bu kelimeler (“bivawo” veya “dizalo” gibi) özel birer çizgi film karakteriyle eşleştirildi. Bebeklere kelime dinletilirken eşleşen görüntüler gösterildi.

Sonrasında deney değiştirildi. Bebekler, sesleri duymadan sadece konuşan bir kişinin yüzünü izlediler. Ekrandaki kişi, yeni kelimeler söylerken bazı durumlarda önce öğrendikleri mini-dille eşleşen bir yüz hareketi yaparken bazı durumlarda eşleşmeyen bir hareket sergiliyordu.

Araştırmacılar, bebeklerin en çok ilgisini çeken şeyin, önce öğrendikleriyle eşleşen yüz hareketleri olduğunu fark etti. Bu da bebeklerin yalnızca dinlemekle kalmayıp, öğrenme sürecine aktif olarak katıldığını gösterdi.

Bu çalışma, dört aylık bebeklerin konuşma seslerinin nasıl üretildiğini fark edebildiğini ortaya koyuyor. Yani bebekler, sadece sesleri dinlemekle kalmıyor, bu seslerin nasıl çıkarıldığını da gözlemleyerek öğreniyor.